Samos (Sisam) depreminin 48 saat sonrasında neler biliyoruz?

Ege Denizi adalarından Samos, 116 yıl sonra yeniden büyük bir depremle sarsıldı.
 

Yazar: Margarita Segou, Ph.D., Birleşik Krallık Jeoloji Kurumu
 

Alıntı: Segou, M., 2020, Samos depreminin 48 saat sonrasında neler biliyoruz?, Temblor, http://doi.org/10.32858/temblor.132
 

Yunanistan’ın Samos Adası Cuma günü tsunamiyle sonuçlanan bir depremle sarsıldı, 30 Ekim Bilgi: <a href=”https://pixabay.com/users/kriemer-932379/?utm_source=link-attribution&utm_medium=referral&utm_campaign=image&utm_content=867143”>Kerstin Riemer</a>, <a href=”https://pixabay.com/?utm_source=link-attribution&utm_medium=referral&utm_campaign=image&utm_content=867143”>Pixabay</a>
Yunanistan’ın Samos Adası Cuma günü tsunamiyle sonuçlanan bir depremle sarsıldı, 30 Ekim Bilgi: Kerstin Riemer, Pixabay

 

30 Ekim 2020’de Ege Denizi’nin doğusunda, Yunanistan’a ait Samos Adası’nın kuzey kıyısının 14 km (9 mil) açıklarında, 7,0 derecelik ölümcül kuvvette bir deprem meydana geldi. Adanın 1900’lü yılların başından kalma güçlendirilmemiş tarihi taş binalarında hasara sebep oldu. Doğu-batı uzanımlı normal bir fay olan Samos Fayı açıklarında gerçekleşmiş olma ihtimali yüksek olan depremin ardından Samos limanı, Vathi ve Türkiye’nin İzmir şehrinden karaya doğru 300 metre (980 feet) yayılan bir tsunami ortaya çıktı. Güneye doğru 100 km (60 mil) uzanarak Kos Adası limanına ulaşan tsunami, deniz seviyesinde yarım metre gibi rekor seviyede bir değişikliğe sebep oldu. 350 km (220 mil) batıdaki Atina’da bulunan ben bile sarsıntıyı hissettim.

Ege Denizinde bu ölçekte bir deprem en son 1904 yılında gerçekleşmişti. 6,8 büyüklüğündeki o deprem de büyük olasılıkla adanın güney kıyısındaki bir başka normal-eğimli fayı kırmıştı. 1904’ten sonraki yıllar içerisinde başka büyük depremler de Ege Denizi-Türkiye sınırını geniş ölçekte vurmuş olsa da, bunun 1904’teki Samos depremiyle doğrudan bir ilişkisi olup olmadığı belirsizliğini koruyor (Paradisopoulou ve diğ., 2020).

 

Ege-Anadolu karma tektonik hattında artçı şoklar

Büyük bir depremin ardından Birleşik Devletler Jeoloji Kurumu (USGS) ve dünyanın diğer bölgelerinde bulunan kurumlar, fayın ne kadar ve ne yönde kaydığını ölçmeye çalışırlar. Yapılan bu incelemeler, beklenen artçı şokların olası özellikleri hakkında bilim insanlarına ışık tutar. Ayrıca, artçı şokların ana şoktan daha büyük zararlar vermesi sıra dışı bir durum olmadığından, afete müdahale açısından da kritik öneme sahiptirler.

Sismologların inceledikleri ilk veriler açıklardaki bu normal fayın kuzeye mi yoksa güneye doğru mu ilerlediği konusunda belirsizlik ortaya koymakla beraber, mevcut modeller bu kaymanın büyük bir kısmının depremin merkez üssüne yakın ve daha sığ ikinci bir kayma bölgesiyle birlikte meydana geldiğini gösteriyor. Artçı şoklar genellikle ana şok sırasında kayan fay bölgelerinde görülmeyip, ana fay düzlemi üzerindeki kırılma bölgesinin dışındaki boşluğu doldurma eğilimindedir. Bundan hareketle, ilk gözlemin beklenen artçı şokların Samos’un kuzey kıyısı yakınlarındaki fayın daha alçak kısımlarında ortaya çıka-bileceğine dair ipucu verdiği söylenebilir.

Artçı şoklar, çevre fayların kırılma durumlarını da etkileyen bir yer kabuğu stres-denge mekanizması olarak görülürler. Bilim insanlarının depremi tetikleyen süreçleri daha iyi anlamada ve dolayısıyla gelecekte meydana gelecek depremlere ilişkin tahminleri geliştirmemizde kullandıkları temel ilke, “stres transferi hipotezi”dir (Segou, 2020). Güçlü bir depremden sonraki ilk 30 saatte elde edilen veriler, Cuma günü yaşanan depremin bazı faydalara yükleme yaparak bu fayların ileride meydana gelecek bir depremde kayma ihtimalini arttırdığını göstermekte, diğerleri ise kırık hattından uzaklaşmaktadırlar.

 

7,0 büyüklüğündeki Samos depreminden sonraki ilk 30 saat içinde gerçekleşen artçı şoklar. Önceki 6,0 ve daha büyük depremler gri halkalar halinde gösterilmiştir. Faylar, fay boyunca gözlenen maksimum stres değişimine göre değişen renklerle gösterilmiştir. Cuma günkü depremle kırılma ihtimali artan faylar kırmızı renkle, kırılma ihtimali azalanlar ise mavi renkle gösterilmiştir.
7,0 büyüklüğündeki Samos depreminden sonraki ilk 30 saat içinde gerçekleşen artçı şoklar. Önceki 6,0 ve daha büyük depremler gri halkalar halinde gösterilmiştir. Faylar, fay boyunca gözlenen maksi-mum stres değişimine göre değişen renklerle gösterilmiştir. Cuma günkü depremle kırılma ihtimali artan faylar kırmızı renkle, kırılma ihtimali azalanlar ise mavi renkle gösterilmiştir.

 

Kırılma ihtimali artan faylar

Cuma günü gerçekleşen deprem Samos’u çevreleyen ana fayların birçoğunun kırılma ihtimalini arttırmıştır. İzmir’in hemen kuzeyindeki fayların kırılma ihtimali azaltılmış olmakla birlikte, bu azalma düşük bir oranda gerçekleşmiştir. Yapılan bu tahminler artçı şok tetikleme potansiyeline ilişkin ilk niceliksel değerlendirme olarak görülebilse de, yüksek çözünürlüklü sismik veriler ortaya çıktıkça sismik delilleri sürekli ortamlar mekaniği ilkelerine bağlayan güncel matematiksel modeller, beklenen artçı şok oranlarını daha geniş bir alanda ölçecektir. Geçmiş çalışmalar (Parsons ve diğ., 2014), Yunanistan gibi aktif genleşme ortamlarının depremlerin tetiklenmesinde rol oynayabilecek olan, sismik dalgaların sığ yer kabuğundan geçişinden ötürü gecikmiş dinamik tetikleme gibi diğer itici mekanizmalara karşı duyarlı olduğunu gösteriyor.

İlk sonuç ve yorumlar genellikle depreme ilişkin ilk verilerdeki belirsizliklerden olumsuz etkilenirler. Bu yıkıcı depremin ardından ise, Ege Denizinin doğusuna hakim fay özelliklerinin daha fazla incelenmesi gerektiğini de açıkça ortaya koyuyorlar. Bu büyüklükte bir depremden bekleneceği gibi, artçı şoklar önümüzdeki aylar boyunca devam edecektir. Bu da bize, yoğun sismik gözlemlerin her iki ülke için de önemli olduğunu gösteriyor.

 

Kaynakça

Paradisopoulou P.M., Papadimitriou E.E., Karakostas V.G., Taymaz T., Kilias A., Yolsal S. (2010) Seismic Hazard Evaluation in Western Turkey as Revealed by Stress Transfer and Time-dependent Probability Calculations. In: Savage M.K., Rhoades D.A., Smith E.G.C., Gerstenberger M.C., Vere-Jones D. (eds) Seismogenesis and Earthquake Forecasting: The Frank Evison Volume II. Pageoph Topical Volumes. Springer, Basel. https://doi.org/10.1007/978-3-0346-0500-7_12

Segou, M. (2020). The Physics of Earthquake Forecasting, Seismol. Res. Lett. 91, 1936–1939, doi: 10.1785/0220200127.

Parsons, T. M.Segou, W.Marzocchi (2014), The global aftershock zone, Tecto., 618, 1-34,
https://doi.org/10.1016/j.tecto.2014.01.038.

Ana şok konum kaynağı: http://www.gein.noa.gr/en/
Geçmiş deprem konumları kaynağı: ISC-GEM catalog, International Seismological Centre (20XX), ISC-GEM Earthquake Catalogue, https://doi.org/10.31905/d808b825

Finite fault model taken from the USGS Event Page (source: https://earthquake.usgs.gov/earthquakes/eventpage/us7000c7y0/finite-fault).

Faults in map are taken from GEM Global Active Faults Map (source: https://blogs.openquake.org/hazard/global-active-fault-viewer/).